1993 yılında Efes Pilsen'in alt yapısında oynamaya başladığında belki yetenekleriyle değil ama hırsıyla dikkatleri üzerine çekiyordu. Aydın Örs'ün Mirsad için "ilk maçına çıkacağında ağzından salyalar akıyordu" demesi bunun kanıtı olsa gerek. 1990'lı yıllarda Efes Pilsen Aydın Örs yönetiminde hem Türkiye'de hem de Avrupa'da Tamer Oyguç'lu, Hüseyin Beşok'lu, Ufuk Sarıca'lı, Petar Naumoski'li kadrosuyla fırtınalar estiriyordu. Öyle ki 1993 yılında Avrupa Kulüpler Kupası'nda oynadığı final ve 1996 yılında kazandığı Koraç Kupası bu jenerasyonun ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtıdır. Bu kadroda şüphesiz Mirsad Türkcan da hırsı ve kazandığı toplar ve çektiği ribauntlarla takıma çok büyük katkıda bulunmuştur.
Efes Pilsen'de oynadığı yıllarda 4 kez lig şampiyonluğu, 4 kez Türkiye Kupası, 1 Avrupa Kupası kazandı. Bu başarılarından sonra NBA'e giden ilk Türk basketbolcu ünvanını aldı. Sırp ve Hırvat medyası Mirsad'ın NBA'de Türkcan soyadı yerine Jahovic soyadını kullanacağını söyledi fakat Mirsad, Türkcan soyadıyla katıldı. Houston Rockets, New York Knicks, Milwaukee Bucks formaları giydi fakat aşırı hırsı ve sabredemeyen bünyesinin gazabına uğradı. NBA'de tutunamayan Mirsad Avrupa'nın yolunu tuttu.
Hayal kırıklığıyla biten NBA serüveninin ardından Paris Basket Racing ile anlaşan Mirsad gösterdiği performansla CSKA Moskova'nın yolunu tutmuş, o dönem Rusya'nın en pahalı transferi olmuştur. Montepaschi Siena ve Dinamo Moskova formalarıyla da Euroleague sahnesinde yer alan Mirsad, bu süre zarfında Euroleague'de 2 kez en iyi ribauntçı, 2 kez de MVP ödülü aldı. Aynı zamanda Rus ve İtalyan liglerinde en iyi ribauntçı ödüllerini de kazandı.
Daha sonra Türkiye'ye dönerek Ülkerspor forması giyen Mirsad, Fenerbahçe ile Ülkerspor'un birleşmesi sonucu 2006 yılından itibaren Fenerbahçe Ülker forması giyiyor. 2. Türkiye macerasında 5 kez lig şampiyonluğu yaşadı, ayrıca Euroleague'de 1000 ribaunt barajını geçen ilk basketbolcu ünvanını da kazandı.
Mirsad belki skora dayalı bir basketbol oynamıyordu ama inanılmaz hırsı, pota altında ribaunt için kavgaları, seyirciyi ve takımı ateşleyebilme özellikleri ile takıma çok katkı sağlıyor, ayrıca taraftarın gönlünde taht kuruyordu.
Mirsad her nekadar hırslı bir oyuncu olsa da, oyun içinde son derece profesyonel hareket eden bir sporcuydu. Hırvat ve Sırp takımları haricinde hiç bir maçta olaya karışmamış, kimseyle didişmemiştir. Eğer kavga etmişse de anlayın ki damarına basmışlardır.
Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası çeyrek final maçında Mirsad son saniyede serbest atış çizgisine geldiğinde durum 73-72 Hırvatistan lehineydi. Hırvat oyuncular Mirsad'a ana dillerinde küfür ederek konsantrasyonunu bozmuş, ilk atışı kaçıran Mirsad ikinci atışı atarak maçı uzatmalara götürürken Hırvatistan benchine giderek tahmin edebileceğiniz şeyleri söyleyerek Hırvatları deliye döndürmüştür.
36 yaşındaki basketbolcu "Yıllarca basketbol oynadım, arzuladığım tüm hedeflerime ulaştım. Zirvedeyken de bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Zaten vücudum da çok yoruldu. Bu dakikadan sonra da Türkiye'de Fenerbahçe'den başka takımda asla oynamam, zaten bana da böyle bir şey yakışmaz" açıklamasıyla basketbolu bırakacağını açıkladı.
Fenerbahçe taraftarının gönlünde taht kuran Mirsad'ın tüm kariyeri boyunca terlettiği 6 numaralı forması salona asılacak ve bundan sonra Fenerbahçe Ülker'de 6 numaralı formayı kimse giyemeyecek. Oyunculuğunda kazandığı başarıları antrenörlük döneminde de kazanacağına inanıyorum, başta Fenerbahçe Ülker olmak üzere Türk basketboluna çok şeyler kazandırmaya devam edecektir.
1993 yılından itibaren Türk basketboluna hizmet ettiğin için sana sonsuz teşekkürler Mirsad. Ben de bir Novi Pazar'lı olarak seninle gurur duyuyorum.