Taşkınlık çıkartan erkeklerin yerine, kendileri güzel, ruhları güzel ama hepsinden öte hepimizden daha centilmen kadınların maça alınması TFF'nin vermiş olduğu en mantıklı karardı. Seyircisiz maçın vermiş olduğu ruhsuzluk yerine, cümbüş alayı gibi bir maç oldu.
Hoş taşkınlık demişken bir genelleme yaptım. Yoksa Fenerbahçe'nin seyircisiz maç oynama cezası almasının aktörleri TFF ve şanlı basınımızdır, o ayrı bir konu. Gerçi bir yandan da iyi oldu. Fenerbahçe camiasının ne kadar büyük olduğunu yine göstermiş olduk.
Bağdat Caddesi yürüyüşü, Topuk Yaylası ziyareti, Metris'e konvoy... Bunların hiçbirisi basında yeteri kadar boy göstermedi! Birkaç bin kişi ile geçiştirilen Bağdat Caddesi yürüyüşünü, ancak o anı yaşayanlar bilir. Ama bu sefer olmadı, yayıncı kuruluş başta olmak üzere tüm basın mecbur olarak yansıttı bu sevgiyi.
Dünya'da bir ilki gerçekleştirmek yine Fenerbahçe taraftarına düştü. 2 gün önce 35 bin kişiye oynayan Galatasaray tribünleri acaba salı akşamı ne düşünmüştür? Fenerbahçeli bayanlar taşın altına elini koydu ve camiasına sahip çıktı. Eğer bayanlara giriş serbest ise o stad dolmalıydı, normal günlerde olduğu gibi.
Eminim ki o biletler 100 TL'den satışa çıkarılmış olsaydı yine aynı yoğunluk olacaktı. Yine bayanlarımız o stadın kapısını kırarak gireceklerdi mabede. Belki erkekler gibi yüksek çıkmıyor sesleri, belki marşları hep bir ağızdan söyleyemiyorlar, belki de bir çoğu ofsaytın ne olduğunu bilmiyor. Ama ne fark eder yan hakem de bilmiyordu ki!!!
Evet staddan yükselen ses futbol tarihine vuvuzela gibi bir etki bıraktı. Ama kulakları tırmalarcasına değil, tüyleri diken diken edercesine. O akşam, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda bir futbol maçı oynanmadı. O akşam kadınların devrimi yaşandı. Bu takıma sahip çıkıyoruz diye haykırdı kadınlarımız.
Ofsaytın ne olduğunu bilmeyin, gidin rakibi kendi takımınız sanıp alkışlayın ne farkeder. Siz o koskocaman yüreklerinizle dünya futbol tarihine geçtiniz.
Hepinizin yüreğine sağlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder