25 Temmuz 2011 Pazartesi

Basketbolun Mozart'ı; Drazen Petrovic

Tarihler 22 Ekim 1964'ü gösterirken eski Yugoslavya'nın Hırvatistan bölgesinde yer alan Sibenik şehrinde bir efsane doğuyordu. Fakir bir mahallede yetişen ve tenekelerden yapılan potalarda basketbol oynayan Drazen, çelimsiz yapısı nedeniyle abisi tarafından alay konusu oluyordu. Topu potaya yetiştiremeyen Drazen insan üstü bir gayretle sadece şut çalıştı. Okula gitmeden önce, ders aralarında, okuldan sonra, idmandan önce-idmandan sonra... Antrenörü bile "başka işin yok mu senin" dediğinde "ben buna aşığım" cevabını veriyordu.


Doğduğu şehrin takımı Sibenka'da profesyonel hayatına başladı, bu sıralarda abisi Alexander ise Hırvatistan'ın en iyi takımı Cibona'da oynuyordu. İlk karşılaşmaları Drazen henüz 18 yaşındayken gerçekleşti ve tabiki Sibenka salondan galibiyetle ayrılan taraf ve Drazen sahanın yıldızıydı.

Sibenka'da geçen 2 yılın ardından bu çelimsiz basketbolcunun adı tüm Yugoslavya'da kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı. Bunca yıllık Yugoslav ekolü, bunca başarılar ve yıldızlar çıkartan Yugoslav ekolü bir yıldız daha çıkartıyordu. Bu genç, çelimsiz Yugoslav tüm Avrupa'yı sallayacak, NBA'ye giden ilk Avrupalı olacaktı.

Sibenka ile 2 kez Avrupa finali oynayan ve kaybeden Drazen, ardından tüm Avrupa'ya adını duyuracağı  Cibona'ya transfer oldu. Cibona'da oynadığı 4 yıl içerisinde kaldırmadık kupa bırakmadı. 1 Yugoslavya şampiyonluğu ve 2 finali, 3 Yugoslavya kupası, 3 Avrupa Kupası ve 1 finali, kariyer olarak Avrupa'nın dışına taşması gerektiğini gösteriyordu.


1980 yılında milli takım düzeyinde kazandığı ilk başarı olan Balkan gençler şampiyonasının İstanbul'da yapılmış olması, bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Yine bu yıllarda Yugoslavya milli takımı ile olimpiyatlarda elde edilen 1 gümüş 1 bronz, dünya şampiyonasında kazanılan 1 altın 1 bronz, avrupa şampiyonasında kazanılan 1 altın 1 bronz bir basketbolcunun kariyerinde ulaşabileceği en üst noktalardan biridir. Üstelik Yugoslavya milli takımı ile elde edilen son başarı olan 1990 dünya şampiyonasında yaşı henüz 26 idi.



Basketbolu o kadar sanatsal oynuyordu ki artık ona Amadeus yani Wolfgang Amadeus Mozart diye hitap ediliyordu. 1988 yılında Cibona-Real Madrid Koraç Kupası finalini her ne kadar Real Madrid kazanmış olsa da ilk maçta 21, ikinci maçta 47 sayı atan Drazen gönüllerin şampiyonu oluyor, Real Madrid ertesi sene bu çelimsiz Yugoslavı transfer ediyordu. İnanılmaz fundamentalı ve muhteşem şut yüzdesini geliştirmek için her antrenman sonunda o günkü ruh haline bağlı olarak 500-1000 arası şut sokmadan antrenmanını bitirmiyordu. Real Madrid'de geçirdiği 1 sene boyunca İspanya finali, İspanya kupası şampiyonluğu ve Avrupa kupası şampiyonluğunu elde ediyordu. 14 Mart 1989 tarihinde Atina'da Avrupalılara son resitalini vermiş ve Oscar Schmidt'e karşı muhteşem bir performans sergileyerek Real Madrid'i Caserta önünde şampiyonluğa taşımıştır.



25 yaşındaki Yugoslav sadece Avrupa'yı değil tüm dünyayı sallıyordu ve Avrupalı basketbolculara burun kıvıran NBA yönetimi bu müthiş yeteneği transfer etmek için kolları sıvıyordu. 1989 yılında Portland Trail Blazers'a transfer olan Amadeus burada istediğini bulamadı. 2 sene boyunca Clyde Drexler'ın arkasında  benchte yer alan Drazen sırf gururundan dolayı Avrupa'ya geri dönmedi ve New Jersey Nets'e gönderildi.


Zaten ne olduysa 1991 yılında transfer olduğu Nets'te oldu. Forma şansı bulduğu ilk yılda 20.6 sayı ortalamasıyla oynadı. Drazen artık gerçek gücünü gösteriyor, tüm NBA'ye ve yıldız oyunculara kendisini ispat etmeye başlıyordu. Tam bu sırada savaş başladı. 2. Dünya Savaşı'ndan beri bir arada yaşayan Yugoslavlar birbirleriyle çatışıyor ve ülke parçalara bölünüyordu.


1990 dünya şampiyonası finalinde sahaya giren bir taraftarın elindeki Hırvat bayrağını alıp yere atan Divac, Petrovic'in ve takımdaki diğer Hırvatların tepkisini çekiyordu. Sırpların Hırvatlara savaş ilan etmesiyle başlayan parçalanma milli takımda da kendini göstermeye başlıyor ve bir zamanlar aralarından su sızmayan Sırp Divac ile Hırvat Petrovic artık hiç bir şekilde görüşmüyorlardı.




1992 Barcelona Olimpiyat oyunlarına Hırvatistan katılıyor ve Petrovic'in önderliğinde bulunan Hırvat takımı finale doğru uzanıyordu. Savaş henüz devam etmekte, Hırvatistan bağımsızlığını ilan etmiş fakat Balkanlarda istikrar sağlanamamıştı. Hırvatistan olimpiyatlara reklam amacıyla gitmiş ve bayrağını ilk kez dalgalandırmak istemişti.

Yarı finalde rakip S.S.C.B. son 1,5 dakika ve Sovyetler 6 sayı önde. Fark kapanıyor ve 9 saniye kala Drazen 2 serbest atış kullanıyor. O an için  "tüm Hırvatistan ellerimde gibidiydi.,kaçıramazdım" diyor. Finalde rakip Dream Team. Drazen elinden geleni yapıyor fakat olmuyor. Cayır cayır yanan bir coğrafyadan olimpiyat ikincisi çıkıyor, Drazen yine herkesin gönlünü fethediyordu.

Drazen 1993 sezonunda istatistiklerini arttırarak kariyerinde emin adımlarla yükselmeye devam ediyordu. Nets  üst üste 2 kez play-offlara kalıyordu. Başarılı geçen bir sezonun ardından hedef Avrupa şampiyonasıydı ve Petrovicli Hırvatistan en büyük favori idi.

Frankfurt aktarmalı Zagreb uçağı ile ailesinin yanına dönecek olan Drazen, sevgilisini görmek için Münih'e geçti. Sevgilisinin kullandığı araç yağışlı hava nedeniyle kontrolünü kaybederek tırın altına girdi ve emniyet kemeri takılı olmayan Drazen aracın camından fırlayarak feci şekilde can verdi.


Henüz 29 yaşında olan ve kariyerini gün geçtikçe geliştiren, namı tüm dünyada bilinen, Avrupa'nın gelmiş geçmiş en büyük basketbolcusu olarak tanınan Drazen yapacağı daha çok şey olmasına rağmen trafik kazasında hayatını kaybetti. Cenazesine 500.000 insan katıldı. O yılki NBA finali saygı duruşuyla başladı. New Jersey Nets, Petrovic'in 3 numaralı formasını emekli ederek salona astı.


Eğer yaşasaydı NBA efsaneleri arasında adını altın harflerle yazdıracak, tanıdığımız çoğu efsane arasında kendisine en yukarılarda yer alacak bir basketbolcuydu. Sabonis, Kukoc, Divac, Stojakovic, Nowitzki gibi Avrupalıların NBA'de efsane olmalarının kapısını açan Petrovic'in adı Cibona Zagreb'in maçlarını yaptığı salona verilmiştir. Ayrıca Zagreb'de müzesi bulunmaktadır.

Aşağıdaki video Drazen Petrovic'i çok iyi anlatıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder